BAŞKAN

Mesajlar
-
1
Başkanın Kongre Konuşması
Değerli meslektaşlarım,değerli basın mensupları…
Eczacılık tarihini, insanlığın tarihinden ayıramayız. Tıpkı eczaneleri mahallelerimizden, yani yaşamın içerisinden ayıramayacağım ..>
Daha fazla göster... Gizle...Değerli meslektaşlarım,değerli basın mensupları…
Eczacılık tarihini, insanlığın tarihinden ayıramayız. Tıpkı eczaneleri mahallelerimizden, yani yaşamın içerisinden ayıramayacağımız gibi. Halka en yakın sağlık danışmanı olan biz eczacılar; köylerden kentlere, ülkenin her köşesine yayılmış hizmet ağı ile en kolay ulaşılan sağlık çalışanları olarak, kesintisiz ilaç ve sağlık hizmeti veriyoruz. Eczanelerimizin kapısından giren, derman arayan hastalarımızın dertlerine ortak oluyor, çözüm bulmak için her koşulda, canla başla çalışıyoruz. Önleme, tarama gibi koruyucu sağlık hizmetleri, farmasötik bakımın yanı sıra ilaç suistimali ve yanlış ilaç kullanımında denetim mekanizması işlevi görüyor, bir nevi toplum için güvenlik ağı oluşturuyoruz. Bebek, çocuk, genç, yaşlı… toplumun her kesiminde, yaşamın her aşamasında sağlıklı yaşamın öncelendirilmesi, ilaç tedavisi sonuçlarının iyileştirilmesi için çabalıyoruz.
Toplum sağlığını ve kamu yararını her şeyin üstünde tutan sağlık çalışanları olarak hastalarımızın sağlığa ulaşmaları her zaman öncelikli hedeflerimizden olmuştur. Ne yazık ki son dönemlerde tarafımızca asla kabul edilemeyecek uygulamalara üzülerek şahitlik ediyoruz. Bugüne dek eczanelerde, eczacı danışmanlığında halkımıza sunulan ürünlerin, eczane dışından satılmaya başladığını; ticari kaygılar ile hareket edildiğini, toplum sağlığının hiçe sayıldığını görüyoruz. Bu tarz plansızca atılan adımların toplum sağlığı açısından geri dönüşü olmayan ve istenmeyen sonuçlara yol açabileceği uyarımızı yineliyor, sağlık gibi hassas bir konuda reklamın ve pazarlamanın gücünün değil, sağlık çalışanlarının bilgi ve deneyiminin önemini vurguluyoruz.
Bu nedenle; ilacınızı, ilaç dışı sağlık ürünlerini internetten almayın.Sağlığınız ile ilgili ürünleri, sizin hak ettiği şekilde, en güvenilir yer olan eczanelerden, bu konuda kapsamlı bir eğitim görmüş eczacınızın danışmanlığında alın….diyoruz.
Değerli meslektaşlarım…
Sizlerin de bildiği üzere ilaçta kur değişimi sırasında pek çok ilaç piyasadan çekiliyor ya da piyasaya kısıtlı bir şekilde veriliyor. Bunun yanı sıra döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar da ilacın bulunabilirliğini etkiliyor.
Yaşanan tüm bu süreçler ilaçta dışa bağımlılığın ülkemiz için kabul edilebilir olmadığını, güçlü ve etkin bir ilaç sanayisine sahip olmamızın elzem olduğunu kanıtlıyor. Türk Eczacıları Birliği olarak ilaçta yerelleşmeyi destekliyor,konunun önemli paydaşı olarak üzerimize düşen görevi yapmaya hazır olduğumuzu da ifade etmek istiyorum.
İlaçta yerelleşme adı altında yapılan son günlerde sizlerinde duyduğunuz bir konuyu paylaşmak istiyorum…hepinizin bildiği üzere kan ürünleri insan kanından üretilen, lazım olduğunda kan kadar gerekli olan, fiyatları yurt dışında çok düşükken Türkiye’de bir hayli yüksek olan bu ürünlerin, ayaktan tedavi gören hastalara ulaştırılması, SGK – TEB arasında imzalanan protokol gereği; eczacı odalarımızın marifetiyle, TEB gözetimi ve SGK denetiminde işleyen, eşitsizliği ve adaletsizliği önleyen Sıralı Dağıtım Listesi’n de olan ilaçlardır…
2014 yılında, “ilaçta yerelleşme” hedefi ortaya konmuş, bu kapsam içinde bir ihale açılıp yerelleşme hedefi doğrultusunda dört farklı gruptaki kan ürünleri, Sağlık Bakanlığı tarafından bir firmaya vermişti. İhale esaslarına göre işlemesi planlanan senaryo da şöyleydi: Kızılay’ın Türkiye’de topladığı kan plazmaları işlenecek ve kan ürünleri artık Türkiye’de üretilecek”
Bugün gelinen noktada söz konusu firma yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ve İhale şartlarına uymayarak ülke ekonomisi, kamu yararı ve halk sağlığını ilgilendiren son derece önemli olan yerli ilaç üretimi ile ilgili atması gereken adımları atmayarak,bu ürünleri Çin –Almanya hattında birtakım yabancı şirketler tarafından ürettirerek, yasaya aykırı bir şekilde, adeta alım garantisi varmışçasına eczaneleri de devreden çıkartıp tekelleşme yoluna gitmektedir.Buradan tekrar duyuruyoruz,İlaçta tekelleşme değil,yerelleşme istiyoruz. Yerli ilaç da ki ARGE ve üretim sadece jenerik ilaç olmamalı, nanoteknolojik, biyoteknolojik yeni nesil ilaçlarda da olmalıdır. Özellikle kanser ilaçları ve otoimmün rahatsızlıklarda kullanılan ilaçlar…
Bu arada yerli ilaç derken, bunların hammaddelerinin %85’inin ithal olduğunu unutmayalım. Buda bizlere ne kadar dışa bağımlı ve üretimden uzak, ithale dayalı tüketen bir toplum olduğumuzu göstermektedir.
Değerli meslektaşlarım sorunlarımız çok,gündemimiz yoğun…
Sağlığa ayrılan bütçe yetersiz. Akılcı ilaç kullanımında gerideyiz. Pek çok ilaç piyasada yok. Bazı ilaçların geri ödeme listesinden çıkarılması gündemde. Kendi ilacımızı üretemiyoruz. Hammaddede dışa bağlıyız. Ekonomik zorluklar gittikçe belirginleşiyor. İlaçta kur farkından kaynaklanan sıkıntılar bitmek bilmiyor. Kamu kurum ıskontoları artırılıyor. Sağlık harcamalarında vatandaşın cebinden daha yüksek meblağ çıkıyor.Yıl sonuna kadar ilaç ödemesinin 40 Milyar Tl’yi bulacağı ön görülüyor.Bunun için yeni tasarruf tedbirleri alınmak isteniyor…Çalışan ve emeklilerin ödediği ilaç katılım oranlarının artırılmas,%10 olan eşdeğer bandının sıfıra çekilmesi dolayısıyla orijinal ilaca hastanın ödeyeceği fiyat farkının artması,10 Tl altındaki ilaçlara KKİ getirilmesi,130 a yakın ilacın geri ödemeden çıkarılması gibi…
Bu geçen dönemde eczanelerin elinden çıkan ,günübirlik tedavide kullanılan ilaçlar,kematörapi ilaçları,aşılar,hepatit ilaçları,mamalar,konuşmamın başında da ifade ettiğim kan ürünlerinin tekrar eczanelere dönmesi hem kamu yararına hem de hasta yararına elzemdir.İlacın ve sağlığa yönelik ilaç dışı ürünlerin eczanelerden ve eczacı danışmalığında hastaya ulaştırılması toplum sağlığı açısından çok önemlidir.Buradan bir kez daha duyuruyoruz,İlaç ve Sağlığa İlişkin İlaç Dışı Ürünler sadece ve sadece eczanelerden,eczacı danışmanlığında alınmalı,internet,Tv gibi eczane dışı yerlerden asla alınmaması gerektiği, toplum sağlığı açısından devlet tarafından kamu spotları ile halka duyurulmalıdır.
Ülkemizde ki sağlık okur yazarlık oranının ilkokul 2-3 seviyesinde olması maalesef bazı kesimlerin iştahını kabartmakta,sahte ürünler üreterek halkın sağlığı ile oynamaktadır…
Değerli meslektaşlarım…
İTS(İlaç Takip Sistemi),ÜTS(Ürün Takip Sistemi),RRS(Renkli Reçete Sistemi),Medula,Eczane Otomasyon Programları..bunlar eczanemizde zaman zaman yaşadığımız sorunlara sebep olan programlar…sabit kur farkından ve dışa bağımlılıktan kaynaklı ilaç yokluğu,ilaç karlılığının düşük olması, eczane işletme giderlerinin artması,sürekli değişen Sağlık Uygulama Tebliği dolayısıyla yanlış yazılan reçeteler,düzelttirmede ki sorunlar,muadil ilaç verirken hasta ile yaşanan sorunlar,hastalardan devlet adına tahsil edilen Reçete Katkı bedeli,Muayene bedeli,kutu başı alınan bedeller ve süreçte ki yaşanan sorunlar,Kamu Kurum İskontosu taşıma yükü,depoların vadeleri öne çekmesi, iskontolarda yaşanan azalma eczanelerimizde yaşadığımız sorunların başını çekmekte…umarım her zaman belirttiğimiz bu sorunlara ilgili makamlar kulak verir ve sorunların çözümü noktasında eczanelerin 1. Sınıf Sağlık Kuruluşu olduklarını unutmazlar.
Değerli meslektaşlarım…
Hemen hemen her toplantımızda,her konuşmamda meslekte geçirmiş olduğum 26 yıl ve meslek örgütünde ki 20 yıllık çalışmalarımda tecrübeme dayanarak değindiğim 2 konu vardır.Bunlardan birincisi Kooperatifçilik,ikincisi sürekli mesleki gelişim ve eğitim….Kooperatifler bizlerin sahip olduğu ilaç dağıtım kanalları…evet sahibiyiz…içini dışını tam olarak bildiğimiz,karını üyelerine dağıtan,sahibinin yanında olan işletmeler…eczacı bunun bilincinde olmalı,kısa gün karını uzun gün karına değişmemeli.Maddi anlamda eczanelerin geleceği kooperatiflerden geçmektedir…ikincisi ise mesleki itibarımızın,saygınlığımızın artması …artması içinde olması gereken mesleki eğitim,gelişim ve sonucunda ilaç odaklı eczacılık yanında hasta odaklı eczacılık uygulamalarının bizler tarafından eczanelerde uygulanması…tabi ki eczacısız eczanelerinde bırakın konuşulması,asla olmaması…bu iki konu mesleğimizin devletten uğraşarak elde edilen kazanımların dışında ,kendimizin elde edeceği kazanç olacaktır.
En büyük sorunlardan bir tanesi de; Eczacılık fakültelerinin, plansız ve kontrolsüz bir biçimde açılması ve mesleğimizin geleceği adına kaygılandırmasıdır. Halk sağlığı ancak nitelikli sağlık meslek mensuplarının elinde yükselebilir. Bunun koşullarından birisi de şüphesiz sağlık profesyonellerinin aldığı eğitimdir. Yeni eczacılık fakülteleri açılmaya, kontenjanlar artırılmaya devam ediyor. Fiziki, sosyal koşulları yetersiz, laboratuarları ve öğretim elemanları eksik fakülteler ile bir yere varılamayacağının altını bir daha çiziyoruz… Sağlık Bakanlığı Sağlıkta İnsan Kaynakları 2023 Vizyonu, 2023 yılında eczacı ihtiyacını 32.900 olarak gösteriyor. Şu anda ise 38.000’in üzerinde eczacı bulunuyor.Dolayısıyla YÖK’ü ülkemizin kaynaklarını ve insan gücünü etkin kullanmak adına adımlar atmaya davet ediyoruz.
Değerli Meslektaşlarım…
Yaşamın ve yaşatmanın önemini bilen bir sağlık meslek örgütü mensupları olarak, ülkemiz ve ülkemizin geleceği adına, Cumhuriyet, laiklik, demokrasi, evrensel insan hakları, sosyal hukuk devleti gibi bizi birleştiren değerlerin altını çizerek, odamızın olağan seçimli genel kuruluna katıldığınız ve dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
-
2
Eczacı stokçuluk yapmaz, ilaç saklamaz!
Ocak ayı başında basına “ilaç zammı” olarak yansıyan sabitlenmiş kur uygulamasında 20 Şubat 2017’den geçerli olacak bir artış söz konusu olmuştu. Temmuz 2016’da yayımlanan İl ..>
Daha fazla göster... Gizle...Ocak ayı başında basına “ilaç zammı” olarak yansıyan sabitlenmiş kur uygulamasında 20 Şubat 2017’den geçerli olacak bir artış söz konusu olmuştu. Temmuz 2016’da yayımlanan İlaç Fiyat Kararnamesi’ne göre bir önceki yılın ortalama Euro değerinin yüzde 70’i 2017 için sabit Euro kuru olarak esas alınacaktır. Buna göre ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan avro değeri 1 € =2,3421 TL olacak şekilde değiştirilmiştir.
Yaklaşık 13 bin kalem ilaçta yapılması planlanan düzenlemenin yaklaşık bir buçuk ay sonra; 20 Şubat 2017 tarihinde başlayacağının duyurulması ile birlikte çeşitli ilaçlar piyasada bulunamaz hale geldi. Bu sorunun ana kaynağı özellikle üretici firmaların ilaçları elinde tutarak piyasaya vermemesi ve bazı ticari depoların aldığı ilaçların kaydını girmeyerek eczanelere göndermemesidir. İlaç üreticilerinden depolara ilaç akışı büyük oranda kesilmiş durumdadır. Aksayan ilaç tedariği, depolara gelindiğinde daha da kötürümleşmektedir.
İlaç zammı haberlerinden sonra özellikle son 1 hafta içerisinde, Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde hizmet veren eczanelerimizden bize gelen bildirimler doğrultusunda piyasaya sürümü yavaşlatılan ilaçların arasında; antibiyotikler, ağrı kesici ve analjezikler, öksürük şurupları, tansiyon ilaçları, astım ilaçları bulunmaktadır. Herhangi bir ilacı stok yaparak çalışma imkânı bulunmayan eczacılarımız da hastaları ne yazık ki “ilaç elimizde yok” diyerek elleri boş geri göndermek zorunda kalmaktadırlar. Ancak sonuçta ilacı hastaya ulaştıramayan eczacı olduğu için hastalarla eczacılarımız yine de karşı karşıya kalmaktadır. Oysa Hipokrat yemini etmiş ve kamu hizmeti veren bir eczacının hastası ile cebi arasında tercih yapması söz konusu dahi olamaz.
Şunu çok net belirtmeliyiz ki; ne ilaç üreticilerinin, ne de özel depoların, kimsenin hastalarımızı ilaçsız bırakmaya hakkı yoktur. Eczaneye ilaç tedariği zincirini kesintiye uğratanlar bilmelidir ki, ilaçların yüzde 90’ı reçete ile ve sosyal güvenceli hastaya verilmektedir, bu ilaçları 20 Şubat’tan sonra hastaya verme gibi bir ihtimal yoktur. İlaç, talep elastikiyeti olan bir ürün değildir. Hasta ilacımı 20 Şubat’tan sonra alayım demeyecektir.
Bizler, her sene başında yapılacak bu uygulama sonucunda hastalarımızın sürekli mağdur olmaması için, yetkilileri sabit Euro kurunun fiyatlara açıklandıktan hemen sonra yansıtılması konusunda uyarmak istiyoruz.
Biz de bulunamayan ilaçlarla ilgili bildirim yapılması konusunda web sayfamıza bildirim butonu koyduk ve buradan çıkacak raporları TİTCK ile paylaşacağız. Sürecin düzelmesi için biz gereken yazışmaları yaptık. Bu aşmada TİTCK, ‘İlaç Takip Sistemi’ aracılığı ile bu sorunu gözlemleyebilir ve çözüm getirebilir.Toplum sağlığını önceleyen ve hastalarımızın ilaca kolay ve zamanında erişimini sağlamak için gece gündüz hizmet veren eczacılar olarak; ilaçları piyasaya sürmeyerek hastalarımızı mağdur eden ilaç zinciri içerisinde kimler varsa tespit edilmesi ve gerekenin ivedilikle yapılması hususunda Sağlık Bakanlığımızı ve ilgili kurumlarını göreve çağırıyoruz.
Ecz. İhsan Orkun Yılmaz
26. Bölge Kastamonu Eczacı Odası Başkanı
Duyurular





